Bağımsız denetimin ve bağımsız denetçilerin farklı bir bakış açısı ile yeniden oluşturulması, yasal bir statü kazanması ve mesleğin ilke ve esaslarının oluşması, yeni Ticaret Kanunu’nun 01.07.2012 tarihinde yayınlanması ve “Kamu Gözetim ve Denetim Standartları”nın oluşturulması süreci ile başlamış bulunmaktadır. Yapılan yasal düzenlemelere göre meslekte belirli bir hizmet süresini dolduran SMMM’ler ile YMM’lere geçiş döneminde sınavsız olarak bağımsız denetçi olma hakkı verilmiştir.
Özel hükümler saklı kalmak üzere, geçiş döneminden sonra nasıl bağımsız denetçi olunabileceği ise yine ilgili mevzuat hükümleri ile belirtilmiştir. Buna göre bağımsız denetçi olabilmenin yolu her şeyden önce 3568 sayılı Meslek Kanunu’na göre meslek mensubu olmak yani SMMM veya YMM olmaktır. Bağımsız denetçi olmak isteyen kişi önce staj giriş sınavını kazanacak, 3 yıl stajını yapacak daha sonra açılan SMMM sınavlarına girip başarılı olacak ve SMMM ruhsatını alacaktır. Söz konusu kişi daha sonra Kamu Gözeteim Kurumu (KGK) tarafından düzenlenen Bağımsız Denetçi sınavlarına katılacak ve sınavlarda başarılı olması halinde bağımsız denetçi unvanını alarak mesleği icra edebilecektir.
Yani bağımsız denetçi olabilmenin ön şartı 3568 sayılı Kanun hükümlerine göre meslek mensubu (SMMM veya YMM) olabilmektir. KGK tarafından açılan bağımsız denetçi sınavlarına şartları taşıyan adaylar girseler ve başarılı olsalar dahi, SMMM sınavlarına girip başarılı olmadıkları sürece bağımsız denetçi olamamaktadırlar.
Bu doğrultuda bağımsız denetçilik aslında SMMM veya YMM’lerin uzmanlaştıkları farklı bir ihtisas dalı veya mesleğin devamı ancak daha farklı bir şekilde icra edilmesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Yani esasında bağımsız denetçi olabilmenin ön şartı meslek mensubu olabilmektir. Meslek mensubu olmaksızın bağımsız denetçi olmak ve mesleği icra etmek mümkün değildir.
Bağımsız denetçilik mesleğinin diğer bir özelliği ise mesleğin icrası ve sürekliliği açısından mesleği eğitime tabi tutulmak zorunda olmalarıdır. 04.11.2017 tarihinde yayınlanan “ Bağımsız Denetçiler İçin Sürekli Eğitim Tebliği” ile bağımsız denetçilerin etik kurallara uygun ve yüksek kalitede bağımsız denetim hizmeti sunabilmeleri amacıyla, mesleki bilgi ve becerilerinin ihtiyaç duyulan seviyede tutulmasına ve geliştirilmesine yönelik usul ve esaslar belirlenerek düzenlenmiştir. Buna göre bağımsız denetçilerin alacakları eğitimin periyotları, konuları ve ders saati ve eğitimin süreleri belirlenmiştir. Yani bağımsız denetçiler düzenli olarak bu eğitimlere katılıp başarılı olamazlarsa mesleği icra edememektedirler. Bu sürekli eğitim zorunluluğu sadece bağımsız denetçiler için var olup, asıl meslek mensubu olan SMMM’ler veya YMM’ler için zorunlu değildir.
Sürekli eğitimin, mevzuatı sıklıkla güncellenen ve buna göre mevzuat hükümlerini takip etmek zorunda olan meslekler için uygulanması akılcı bir uygulama olarak kabul edilebilir. Ancak mesleğin bir bütün olarak değerlendirilmesi halinde, sadece bağımsız denetçilerin sürekli eğitime tabi tutulup asıl meslek mensupları olan SMMM ve YMM’lerin tutulmamasını anlamak ve anlamlandırmak zor olmaktadır. Yani bağımsız denetçiler için mevzuat hükümleri sürekli değişiyor ve bağımsız denetçilerin buna uygun olarak kendilerini yetiştirmeleri gerekiyor da meslek mensupları için mevzuat hükümleri değişmiyor mu? Ya da değişiyor olmasına rağmen meslek mensupları eğitim almadan bu süreci tamamlayabiliyor da, bağımsız denetçiler tamamlayamıyorlar mı? Gibi sorular aklımızdan geçiyordu.
Biz bu düşünceler içerisinde iken 23 Haziran 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik ile meslek mensupları yani SMMM’ler ve YMM’ler içinde sürekli eğitim zorunluluğu getirilmiş bulunmaktadır.